Cennetten bir yerde melek kızımla tatil
Cennetten bir yerde Yağmur'la nasıl bir tatil geçirdiğimizin küçük bir özeti diyebiliriz bu yazıya.
En büyük korkum kıyafetlerin yetmeyeceği düşüncesiydi. O yüzden, "Bunu da al, bu da lazım olur, bu çok önemli" diye diye Yağmurun Odası'nı resmen bavuluna boşalttım diyebilirim :) Hatta bir ikinci bavul bile yapmıştım, yetmez diye ama neyseki kocam tek bavula düşürmeme yardımcı oldu :) Bu konudaki tavsiyem kesinlikle benim gibi abartmayın. Bavulun yarısından fazlasını giymeden getirdik. Bir yerde görmüştüm. Her günün ayakkabı, takısı, tokası, kıyafetini ayrı ayrı poşetleyip bavula koyabilirsiniz. Bu iyi bir yöntem gibi görünüyor. Bir dahaki gidişimize bunu deneyeceğim.
Aslında çocukla tatil her zaman korkutur gözümü. Aldıklarım yeter mi, hastalanır mı, güneşten nasıl korurum gibi milyon tane soru dolaşır kafamda. Neyseki güzel anılarla tamamladık tatilimizi. Şimdi de bloğumda o anları yazarak ölümsüzleştirmek kaldı bana.
Tatil için tercihimizi Muğla'dan yana kullandık. Arkadaşlarımız ve miniğimizle ilk uzun tatilimizi yaptık. Muğla Akyaka'da şirin bir otelde kahvaltı dahil bir oda oldu tercihimiz. Tam pansiyon, yiyip içip yatalım kafasında bir tatil düşünmediğimiz ve birçok yeri gezmeyi plânladığımız için Gümüş Konak oteli tercih ettik. Güleryüzlü çalışanları, sahibi ve kahvaltısıyla iyiki dedirtti bize otel.
Genellikle kahvaltımızı yapıp otelden çıkıyorduk. Dalyan, Marmaris, İztuzu Plajı, Seyir Tepe gibi birçok yeri gezdik. Gittiğimiz her yer aklımızın bir köşesinde yer edindiği kadar kalbimizi de fethetti. Memleketimin her köşesi cennet sözünü her gördüğüm yerde tekrarladım sanırım. Hele ki Akyaka'nın buz gibi Azmak Koyu'nu anlatmaya kelimeler bulamıyorum. O buz gibi soğuk suda yüzdüğüm için benden mutlusu yok :)
Cennetin en nadide bahçelerinden biri gibi Akyaka. Dağa Sırtını vermiş denizi seyrediyor gibi. Her adımda bir rengarenk çiçekler mest ediyor sizi. Ne şarkılar, ne şiirler yazılır da anlatılmaz yine de bu şehrin güzelliğini. Çocukluğumda hep gittiğim Ayvalık'ı ikinci memleketim sayardım ama burayı görünce fikrimi değiştirmiş olabilirim :)
Çok şey yazabilirim bu şirin, huzur dolu yere ama konumuz Yağmur. "Azıcık sus da konuya dön!" diyor şu an iç sesim :)
Evet, asil konu, "Bebekle nasıl tatil yapılır?" sorusunun -naçizane- benim açımdan cevapları...
Bebekle tatile çıkmadan önce liste yapmak en doğrusu. İyi bir götürüleceklerini listesi hayat kurtarabilir. Ancak benim gibi abartmamanızı öneririm :)
En büyük korkum kıyafetlerin yetmeyeceği düşüncesiydi. O yüzden, "Bunu da al, bu da lazım olur, bu çok önemli" diye diye Yağmurun Odası'nı resmen bavuluna boşalttım diyebilirim :) Hatta bir ikinci bavul bile yapmıştım, yetmez diye ama neyseki kocam tek bavula düşürmeme yardımcı oldu :) Bu konudaki tavsiyem kesinlikle benim gibi abartmayın. Bavulun yarısından fazlasını giymeden getirdik. Bir yerde görmüştüm. Her günün ayakkabı, takısı, tokası, kıyafetini ayrı ayrı poşetleyip bavula koyabilirsiniz. Bu iyi bir yöntem gibi görünüyor. Bir dahaki gidişimize bunu deneyeceğim.
Bir diğer endişem de yemek konusuydu. Bizi takip edenler iyi bilir, Yağmur iştahsız bir çocuk. Yani herşeyi yemez. Dolayısıyla korktuğum şey başıma geldi ve en büyük sıkıntımız ona birşey yedirememek oldu maalesef.
Nerdeyse her gün çorba yaparım Yağmur'a ancak her çorbayı içmez. Yayla Çorbası, tarhana, yeşil mercimek bazen de kırmızı mercimek içer. Ama Muğla'da hiç çorba içiremedim. Genellikle dışarıda, cafe ya da restoranlarda yapılan çorba bellidir. Her yerde Kırmızı Mercimek Çorbası olduğu için içirmek de bizim için işkenceye dönüştü. Sadece bir yerde Ezo Gelin Çorbası'nın yarısını içirebildik. Kahvalti konusunda sıkıntı çekmedik. Allahtan kahvaltiyi iyi yapar. Diger ogunlerde de genellikle yediği pide ve balıktı. Çok şükür balığa da hayır demedi.
Güneş konusuna gelince; Yağmur annesi gibi beyaz tenli olmadığı için tam kara böcük oldu. Onun için Nivea'nın 50 faktörlük Sun Baby Güneş kremini kullandık. Ne geceleri ne de gündüzleri ağrı ya da yanma sorunu olmadan problemsiz bir tatil geçirdik. Her ihtimale karşı sineklere karşı önlem olarak da Dalin'in sinek kovucu spreyini aldık. (kullanmasak da :))
Genele baktığımızda da çok keyifli, milyon anı ve fotoğraflar biriktirdiğimiz çok güzel bir tatil geçirdik.
Söylediğim gibi bebekli tatil gözünüzü korkutmasın. Bizim olduğu kadar onların da tatile ihtiyacı var.
Yorumlar
Yorum Gönder