İlk kamp deneyimimiz
Herkese merhaba. Bu yazımda hayatımızda ilk kez deneyimlediğimiz üç günlük kamp tatilimizi anlatacağım.
Yaklaşık sekiz aydır tüm dünyayı saran baş belası virüs tatilin yörüngesini de değiştirdi. Dört gözle tatili bekleyen fakat virüs yoğunluğundan tedirgin olan bir kesim kiralık ev ya da villaları tercih ederken diğer kesim de sessiz sakin yerleri tercih ederek kamp tatili yaptı.
Biz de hem virüsün yaygınlaşmasının etkisi hem de sakinliği ve sessizliği sevdiğimizden üç günlük bir kaçamakla çadırda kaldık.
Tercih ettiğimiz yer ablamların daha önce gidip çok memnun kaldığı Bartın Hatipler Köyü'nde idi. Ankara'ya sadece üç saatlik bir uzaklıkta ulaştığımız köy, gerçekten aradığımız gibi çok sakin ve tenhaydı. Her ne kadar Karadeniz'in hırçınlığı burada da kendini gösterse de denizin suyu gayet sıcaktı. Hatta akşam üzeri girmeyi sevenler için ılık deniz bu mevsim için bulunmaz nimetti.
Biz üç aile üç çadır kurduk. Önce çadırları denizin kıyısına mı kuralım yoksa kamp alanına mı diye düşünürken biraz risk alıp deniz kıyısına kurmak istedik. Çünkü dalga sesleriyle uyanacak olmanın verdiği hazzı en çok da ben yaşamak istedim.
İlk önce çadırlarımızı denizin yükselebileceğini hesaba katarak güzel bir alana kurduk. Uyku tulumu da almıştık aslında ama gerek kalmadı. Çünkü geceleri çadırın içi fazlasıyla sıcak oldu. Kıyafetlerimiz arabada kaldı, çadırda yer kaplamaması için. Yiyeceklerimiz için ise ayrı bir çadır ayarladık ve ona koyduk.
Doğayla içiçe ilk deneyimimiz aslında gitmeden biraz korku da bırakmıştı içimize. Nasıl yaparız, arkamız orman, hayvan iner mi, ayı iner mi, domuz var mı diye biraz abartarak olayı korku filmine çevirmiştim hatta ben :) Zaten kampçılığın ilkinde ya "bir daha asla" dermiş, insan ya da "bir dahaki kamp yeri neresi" diye düşünürmüş. Biz şu an sonraki yeri düşünüyoruz :)
İlk gece fazlasıyla sıcak geçti ama bir yandan da deniz alır götürür mü diye korku vardı. Neyseki korkulan olmadı ve o müthiş dalga sesleriyle uyuyup denizin muazzamlığıyla uyandık. İkinci günün sonunda yağmur yağsa da keyfimiz hep yerindeydi. Çocuklar da çadırdan çıkıp direkt denize girmenin tadını fazlasıyla çıkardılar.
Çocuklu mu çocuksuz mu?
Şimdi bu soruyu sordum kendime. Aslına bakarsınız cocuklu da gayet keyifliydi, deniz havası olduğu için belki zorlanmadık ancak kış mevsiminde çocukla zorlanabilirsiniz.
Aşırı keyif aldığımız, geceleri dokunacak kadar yıldızlara yakın olduğumuz, bol bol dans edip şarkı söylediğimiz, dalga sesleriyle huzur bulduğumuz mükemmel üç gün geçirdik. Şimdi yeni rota için yerler bakıyoruz. Bence siz de fırsat bulabilirseniz bu güzelliği kesinlikle tatmalısınız.
Yorumlar
Yorum Gönder