Kendine Ait Bir Kadın "Virginia Woolf"
İngiliz romancı, feminist yazar Virginia Woolf, intihar mektubu bırakıp ceplerine taş doldurarak nehrin sularına kendini bıraktığında sadece 56 yaşındaydı...
Virginia Woolf, maddi ve manevi her anlamda doğduğunda şanslı bir çocuktu. Anne ve babasının ikinci evlilikleri ile dünyaya gelen Woolf, kalabalık bir ailede büyüdü. Bu yüzden içinde bulunduğu dönemi anlatacak ve yazacak çok hikayesi vardı... Ve kendine ait bir odası da...
"Bir makineye sokulmuş ve altmış yaşlarında bir müdür, amiral, bir kabine üyesi, bir yargıç olarak çıkmış robotlar" olarak nitelendirmişti etrafındaki tüm erkekleri. Ancak babası farklıydı. En büyük idolü babasının kütüphanesinin olması, kendisini geliştirmesine büyük katkı sağlayacaktı.
Feminist ve özgürlükçü yapısı, yaşamı boyunca onun en güçlü silahıydı. Bu silahını kalemiyle perçinledi. Erkeklerin, "Bizler kadar düşünme yeteneğiniz olduğunu ileri sürüyorsunuz. Madem öyle neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız?" sorularına yaşadığı her dönem verecek bir cevabı oldu. Özellikle "Kendine Ait Bir Oda" kitabında bu soruyu irdeledi, kadın ve kurmaca üzerine geniş araştırmalar yaptı. Kadınlara dair kaç kitap yazıldığını ve bunlardan kaçının erkekler tarafından kaleme alındığını araştırdı. Jane Austen, Charlotte Bronte gibi kadın yazarların hangi şartlarda eserlerini yazdıkları üzerine yoğunlaştı. Ve şunu söyledi: "Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın! Erkekler ne der diye düşünmeden, yazın!"
Yaşadığı dönem boyunca bir çok kitap yazdı ancak 1912 yılında Leonard Woolf ile evlenene kadar kitapları basılmamıştı. Eşi onun için basımevi kurdu ve Woolf, kitaplarının basılması için büyük fırsat yakalamıştı. İlk kitabını çıkardığında 3 yıllık evliydi.
Ailesine aşırı düşkündü. İlk bunalımlı dönemini de anne ve babasının ölümleriyle yaşadı. Önce annesinin sonra da babasının ölümü, İlk defa onu intihara sürükledi. Ancak bu girişimi istediği gibi sonuçlanmadı. İntihar girişimleri aralıklarla devam etti. Ağır bunalımlar yaşadı, özellikle evlendikten sonra yaşamının çıkmazda olduğunu düşündü.
Kendini artık yetenekli ve yeterli hissetmediğini düşünmeye başladığında 56 yaşındaydı. Ruhsal bunalımından bir türlü kurtulamadı ve yeniden intihara karar verdi. İntihardan önce eşine ve kardeşine mektup bıraktı.
Eşine yazdığı mektupta şunları söyledi:
“Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum.”
Tarihler 28 Mart 1941'i gösterdiğinde evlerinin yakınındaki Ouse Nehri'nde ceplerine taşları doldurdu ve nehrin soğuk sularına kendini bıraktı. Cesedi üç hafta sonra oyun oynayan çocuklar tarafından bulundu. Virginia Woolf, intihar ettiğinde 56 yaşındaydı... Geride bir çok eser ve derin cümleler bıraktı...
"Kitaplıklarınızı istediğiniz kadar kapatıp kilitleyin; ama benim aklımın özgürlüğüne vurabileceğiniz hiçbir kilit, hiçbir kapı, hiçbir sürgü yoktur." Virginia Woolf
Sevil Çaylak
Yorumlar
Yorum Gönder